Satürn & Plüton 

Doğduğunda Zaten Ölmüştün

 

“Bitirdim.” diyorsan getirisi olarak yenisini başlatıyorsun.

“Başlattım.” diyorsan sebep olarak öncekini bitiriyorsun.

 

İçinde yaşadığımız sistemin başı ve sonu yok, tekil fekad* sürekli bir döngü formunda kendini gerçekleştirerek tarifsizliğini ispat eder. Bununla beraber, insan birimine kendine şahit olmayı otomatik olarak mümkün kılar. Bu şahitlik ilgili birimin kendi zamanına, boyutuna ve hatta algılamasına göre ortaya çıkar. Her birim, kendine şahit olmak için var olduğunu kavrayana dek döngüsünü yaşar ve şehadet gerçekleştiği anda (kullandığımız dünya ve takvimsel zamanla değil, tüm boyutları ve zamanlarıyla) sistemin ispatlanamayan çıplaklık olduğunu deneyimlemiş olur.

Sistemin bu şekilde işlemesini sağlayan hizmetçi yapılar söz konusudur. Bizim boyutumuza göre bunlar, üst yapılardan geleni iletme ve diğerini tetikleme yoluyla hizmet etmeleri yönünden gezegenlerdir. Gezegen sıralaması Plüton-Neptün-Uranüs-Satürn-Jüpiter şeklinde gider. Jüpiter’in altında kalan diğer gezegenler, kişisel olarak adlandırdığımız ve kişinin kendi dünyasında kullandığı özelliklerini anlatır. Jüpiter ve Satürn etkileri, kişinin dahil olup hâkimi olamadığı; Uranüs, Neptün, Plüton ise kişinin doğrudan muhatap olamadığı etkileri içerir.

Plüton, jenerasyon gezegeni içeriği itibariyle geniş çaplı olarak dönüşüm, yıkım ve başlangıçları temsil eder. Geniş çaplı ve uzak mesafeden gönderdiği etkiler kişisel dünyamızda uzun yıllar sonra görünür olur.

Tüm bu etkileri kozmik tesirler olarak adlandırsak da içeriği Esma (Allah’ın güzel isim ve özellikleri olarak bildiğimiz) yayınıdır.

Bu bağlamda Plüton’un Mumit Esması (dolayısıyla Muhyi) içeriğinden söz edebiliriz.

Mumit, bir formdan/ yaşam boyutundan diğerine geçirmek şeklinde öncekini sonlandıran, öldüren demektir.

Tüm Esmalar, sistemde var olan her zerrede mevcuttur. Bir yapının ne için var olduğuna (ve onu algılayana) göre harekete geçen bir formülü vardır. Ve formül gereği kendisi, ilgili olan diğer yapıları tetikleyerek varoluş amacını gerçekleştirir.

Buna göre; bir şey için tanım yaparak ne olduğunu belirlediğimizde, arkasından gelecek tüm süreci doğal olarak başlatmış oluruz. Bu belirleme ister düşüncede ister harekette olsun fark etmez, süreç başlatılmış olur.

Bir yaşamda/formda ölen-biten (Mumit etkisiyle), aynı anda yeni bir boyut/formda *baas olan yapıda Plüton etkisi çalışmış olur. Yeni formun nasıl olacağının hesabı otomatik olarak alt boyutlardan gelen verilerin toplamı sonucu gerçekleşir.

Alt form dediğimizde gezegen sıralaması geçerlidir. Plüton tetiklemesi, Satürn’deki hesap görme özelliğini çalıştırır ve Satürn’de kendi emri-etkisi ve sıra olarak altında çalışan gezegenlerle ilgili konuların kapanış hesaplarını yapmaya başlar.

Kişinin yaşamda gezegen (dolayısıyla ilgili çakra) özelliklerini ortaya çıkarırken kapasitesini nasıl kullandığı, yani bu özelliklerin Esma olması itibariyle, bu işlevleri nasıl ve ne yönde kullanarak sisteme şahit olduğu baas sonrası oluşacak yeni formun malzemesidir. Bu işleyiş kişilerde olduğu gibi; küçük, büyük her konuda aynı şekilde gerçekleşir.

Bu yüzden kişi “Bitti.”, “Bitirdim.”, “Bitsin.” dediği anda adeta Plüton’un Mumit düğmesine basar. Gereği olarak da, Satürn hesabı ile bitişin nasıl gerçekleşeceği ve sonucunda getirisinin ne olacağını belirlemiş olur.

Bu durumda otomatik olarak Satürn altındaki gezegen özellikleri ve kalitesiyle ilgili kişinin adeta tüm defterleri açılır. “Potansiyelde olanın açığa çıkarıldı mı? Çıkarıldı ise gereği tam olarak ifade buldu mu? Buldu ise bu ifade kişiye ilim-farkındalık olarak açıldı mı? Açıldı ise buna göre aksiyon alma veya almama dirayeti oluştu mu?” gibi kişide, ilgili Esması son tahlilde hangi boy ve renkte (!) olacak kararını getiren bir değerlendirme yaşanır.

Ve bazı adımların süreci gözetilmeden “Bitirdim.” diyerek irade göstermek suretiyle eski form durdurulduğu için, kişi Esma içeriğini olması gereken kalitesine getirmek için borçlu durumda kalarak baas olduktan sonra yeni formda ihtiyaç-eksiklik olarak bünyesinde taşır.

Bir konu kendiliğinden tamamlandığı için biterse, baas süreci müdahalesiz başladığı için getirisi kolaylıkla olacaktır. Ve getiri (hesaplaması yukarıda bahsettiğim Satürn hesap işletimi) süreci bitişe götüren yolda ne, hangi kalitede yaşandıysa o yönde olacaktır. Kişinin o konuyla ilişki kalitesi, işi yaparken hakkını vermek ve hakkını verirken de aynı anda kalbi ve gözü açarak farkında ve mevcut olmakla ilgilidir.

Bunun yanı sıra “Başlatıyorum.” dediğinde de aynı hesap işletimi geçerli olur. Konunun barındırdığı Esma ve bağlantılı gezegene ait, o güne kadar farkındalıksız alanda çalışan alt bağlantıların, Mumit emrini verip bahsettiği-başlatıyorum dediği formda baas olmalarını sağlar.

Bu durum, kişinin doğduğu anda ölümü başlattığı gerçeğini ve görünmez olan alt bağlantıların bitişini oluşturduğunu da bize anlatır.

Uzun zamandır birçok insanın “Sert olacak.” diyerek beklediği ve 2020 yılında yaşayacağımız Satürn- Plüton kavuşumu, müdahale etmemize imkân vermeden bitiş ve başlangıçları zorunlu olarak yaşamamıza sebep olacak.

Ve işe hem disiplin ve düzen konusundaki hem de büyük olana hizmet konusundaki defterleri açarak başlayacak. Sonrasında iyicil etkileri olan Jüpiter de olaya dahil olacak olsa da; bu kez iyicil olması kolaylıklar getirmesinden daha çok, görebilmeyi sağlayan büyüteç ve ilahi adalet etkisi yönünden olacak.

Ve bu üçlü var güçleriyle kendilerini gerçekleştirmek üzere iş birliği içinde olurken, muhasebesel sonuçları alt boyutları (bu gezegenlerin burçlarının etkin olduğu kişi veya olaylar) üzerinde görünür olacak. “Satürn veya Plüton’un kendi derdinde ve sürecinde olduğunu biliyorum.” “Bana garezleri olamaz.” veya “Kalbim temiz, bana bir şey olmaz.” diyenlerden olabilirsiniz. Yine de birey olarak, “Başlatıyorum/Bitiriyorum.” dediğinizde, gezegen özelliklerinizi taşıyan hücresel boyutlarınızda neler olup bittiği formunda düşünmüş olsak da; bir üst yapıya, belki de kişiye göre alt boyut olduğunuz gerçeğini de tefekkür ederek yeniden okuyun derim. Allah geçişleri kolaylaştırsın.

*fekad: Arapça bir bağlaçtır. “Böylece” anlamına gelir. Kesinlik ifade eder.

*baas: Yeni bir formla vücut bulmak, bedenlenmek

Fatma Alkaya Gönülkırmaz

 

Bu yazı YogaKioo Dergi için yazılmış ve dergide yayınlanmıştır.
Dergiye abone olmak için : YogaKioo Dergi